YAPRAĞIN BAŞKENTİNE MEKTUP
Rıza Büyükdeniz
Fikrim sana müptela, methine mahkûm elim.
Görklü bir efsanesin, bir destansın Gökçeli’m.
Gurmeler zebun olup bağında üzümüne
Kara sevdana düştü, bu aşkın çözümü ne?
Yaprağına şiirler yazılan belde sensin.
Tutuşan sinelerde ateş de kül de sensin.
Üzümünü yiyenler bağını soruyorlar;
Yeşil vadilerini, dağını soruyorlar.
Görkemin, kayaları eylemiş dilim dilim.
Görklü bir efsanesin, bir destansın Gökçeli’m.
Tarihe şahit senin taşın, toprağın, suyun.
Nazenin bir bakıştır zümrüt yeşili koyun.
Diller tarife kalksa pekmezinin tadını
Sözcükler aciz kalır, diyemez maksadını.
Akpınar yaylasına çıkar sende yokuşlar.
Boğama Çamlığı'nda söyleşir sanki kuşlar.
Her nutkun bir tutkuyu izaha kâfi ilim.
Görklü bir efsanesin, bir destansın Gökçeli’m.
İçine elem düşmez toprağında gezenin.
Mest eder seyyahları tabiatın, düzenin.
Yüzlerde bıraktığın tebessüm, nakışın mı?
Mecnunu yakan neydi; sözün mü, bakışın mı?
Narindir yaprakların düşleri sarsın diye.
Vatan bir başka güzel, içinde varsın diye.
Gölgene sığındım ya, bükülmez artık belim.
Görklü bir efsanesin, bir destansın Gökçeli’m.
( Yarışma ikincisi )